Vakanüvis, Zonguldak Havası’nda kömürün keşfedilişini yazdı

Uzun Mehmet: Kömürü keşfetmesi canına mâl olmuştu

Vakanüvis

Türkiye, Bartın Amasra’daki şehitlerine ağlıyor…

İthal kömürün parası ödenemeyince aramalar başladı

18. asır sonralarında Osmanlı Devleti de yavaş yavaş teknolojik modernleşme adımları atıyordu.

Gelişmekte olan sanayi dallarının kömüre ihtiyacı vardı. Bu ihtiyaç, yurt içinde bulunduğu bilinmeyen taşkömürünün ithalatıyla karşılanıyordu. Ancak dönemdeki savaş şartları nedeniyle bozulan mali yapı, ithalata ödeme yapılmasını zorlaştırıyordu.

Devlet bunun üzerine, ülkede kömür bulunması amacıyla keşiflere başlatılması kararı almıştı. Kamu görevlileri vatandaşlara kömür numuneleri gösteriyor, buldukları takdirde ödüllendirileceklerini (ihsan-ı şahane) anlatıyorlardı. Vatani görevdeki askerlere yönelik olarak da “kömür tanıtma toplantıları” düzenleniyordu. Padişahın bulana mükâfat vereceğinin duyulması üzerine ülke çapında kömür aramaları hız kazanmıştı.

Kömürü buldu, İstanbul’un yolunu tuttu

O dönemde askerden yeni dönen Zonguldak Köseağzı Kestaneci köyünden Uzun Mehmet, bahriyeli komutanlarının “en büyük vatan vazifelerinden biri” dedikleri kömür arayışlarına çok özel bir ilgi duyuyordu. Ereğlili Karamahmutzadeler ailesinden olan Uzun Mehmet, sık sık çevreyi geziyor, askerde gördüğü “siyah taşlar”dan arıyordu.

Yine böyle bir günde buğday öğütmek üzere Köseağzı değirmenine giden Uzun Mehmet, her zaman yaptığı gibi etrafı gözlüyordu. Değirmende sıra olduğunu gören Uzun Mehmet, vakit geçirmek için Neyren Deresi’nin yakınlarına gitmişti. Birden kara taşlara denk gelen Uzun Mehmet, hemen değirmene dönmüş, ısınma için yakılan ocağa kimseye belli etmeden bu taşlardan birkaç tane atmıştı.

Taşlar, kısa bir süre sonra parlak bir şekilde yanmaya başlamıştı.

Takvimler 8 Kasım 1829’u gösterirken Türkiye coğrafyasındaki ilk taşkömürü böylece keşfedilmişti. Uzun Mehmet, ailesi de dahil kimseye bir şey bahsetmeden ertesi sabah erkenden aynı yere bu defa yanında kazma ve kürek de alarak gitmişti.

Kısa sürede de eşeğinin küfeleri o siyah taşlarla dolmuştu Uzun Mehmet’in.

Askerliğini İstanbul’da yapan Uzun Mehmet, bir an önce buraya gidip, komutanlarına kömürleri göstermek istiyordu. Ancak mevsim kıştı ve Uzun Mehmet o devrin şartlarında ancak at arabası ya da yürüyerek İstanbul’a gidebilirdi. Çaresizce baharın gelmesini bekleyen Uzun Mehmet, 1830 yılının bahar ayında nihayet elindeki kömürleri yetkililere ulaştırabilmişti.

II. Mahmut mükâfat verdi, maaşa bağladı

Askerliği dönemindeki komutanlarını bulan Uzun Hasan, heybesinde taşıdığı kara taşları onlara gösterdi. Birlikte gemi yapım ve bakım yerine gittiler, gerekli incelemeler yapıldı ve kömür bulunduğu tescil edildi. Hemen Padişah II. Mahmut’a haber ulaştırılacak, o da Uzun Mehmet’e 5 bin kuruş ikramiye verilmesini ayrıca da ömür boyu 600 lira aylığa bağlanmasını emredecekti. Uzun Mehmet ve subaylar, diğer yetkililer sevinç içerisindeydi. Artık gemiler, trenler, fabrikalar yurt içinde bulunan kömürlerle işleyecekti. Uzun Mehmet mutlulukla köyüne dönmüştü.

Kötü adamlar sahneye çıkıyor

Ne var ki herkes bu kadar sevinçli değildi. Uzun Mehmet’in kömürü bulması, Padişahın ilgisine mazhar olması, ödül alıp maaşa bağlanması, çevresindeki kimilerinin çekememezliğine neden olmuştu.

Kimi tarihçilerin iddialarına göre, bölgeyi idare eden “Ereğli Ayanı” İsmail Ağa da Uzun Hasan’a tepki duyanlardan birisiydi. Ereğli’nin idaresini elinde bulunduran İsmail Ağa da uzunca bir zamandır adamlarıyla kömür keşifleri yapmış ama bir türlü bulamamıştı.

İddialara göre İsmail Ağa, kömürü bulup Padişaha sunmak, böylece de bölgenin valiliğine atanmak istiyordu. Ağa, Uzun Hasan’ın kömürü bulduğunu duyunca küplere binmişti. Uzun Hasan nasıl olur da oranın yöneticisiyken kendisine haber vermeden İstanbul’a giderdi?

Bu arada Uzun Hasan, İstanbul’a davet edilmişti. Tekrar bilgisine başvurulacak, sonra da yanına uzmanlar verilip bölgede araştırmalara başlanacaktı.

Zonguldak Halkevi tarafından 1933 yılında yayımlanan “Cumhuriyetin On yılında Zonguldak ve Maden Kömür Havzası” isimli kitapta ileri sürüldüğüne göre, Uzun Mehmet ağırlandığı otelde köyüne dönüş tarihini beklerken, İsmail Ağa’nın İstanbul’a gönderdiği iki adamı onun adresini bulmuşlardı. Leblebici Hanı’nda kalmakta olan Uzun Mehmet, İsmail Ağa’nın adamları tarafından han odasında boğularak – kimi kaynaklara göre kahvesine zehir konularak – öldürülecekti.

– Doç Dr. Ahmet Efiloğlu, Arş. Gör. Çağlar Tan, “Tek Parti Dönemi Uzun Mehmet Kömür Bayramı Kutlamaları”, Uluslararası Tarih Çalışmaları Dergisi, Sayı 8, Yıl 2016 – Doç Dr. Yücel Namal, “Başbakan İsmet İnönü’nün Zonguldak Kömür Havzası Ziyareti”, Zonguldak Sempozyumu Bildirileri, 20126

– Erol Çatma, Yüksel Yıldırım, “Kömürün Bulunması ve Uzun Mehmet”, Zonguldak Nostalji, 14 Haziran 2021

– “Türkiye Taşkömürü Kurumu 2021 Yılı Faaliyet Raporu”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir